345 posts
Mantk Olarak Balanmak
Mantık Olarak Bağlanmak
Bir insan nasıl olur da başka bir insan olmadan yaşayamaz?Tüm hayatını nasıl olur da başkasına endeksleyebiliyor? Sonradan tanışmış olduğu insan nasıl o şahsın hayatını etkileyebiliyor? Aklım,mantığım,bedenim anlayamıyor bu durumu. Tamam bir insana bağlanabilirsiniz ama hayatınızın devamı olarak birini imgeleyemezsiniz. En azından benim için durum bu. Fıtratım gereği ve içinde bulunduğum durum itibariyle ben hayatımı,yaşantımı bir diğer insana bağlayamıyorum ve bağlayanları da anlıyamıyorum. Tabi ki empati kurmaya çalışıyorum.Diğer insanları anlamak adına olağanüstü çaba sarfediyorum.Bu durum tamamen farklı.Apayrı bir durum. Galiba bu olayın araştırılması gereken asıl mevzusu,bu düşüncelerde olan insanların yaşantısı.Nasıl bu hale gelebildikleri irdelenmeli. İnsan,yaşamda varolan cazibesi gereği -bence- tek yaşayabilmeli. Tabi ki insan sosyal bir varlıktır. Aslında zamanının büyük çoğunluğu ademevladının yalnızlık içerisinde geçer.Tutunacak dal aramaya kalkışması kolaycılığa kaçıyor sanki.Kolay olan,her zaman insan için favori olmuştur.
More Posts from Syhmspmk
yağmuru beklerken
pehito için,yılın ilk şiiri
dallar budaklandı
tohumlar atıldı.
artık herşey hazırdı.
beklenen sadece yağmurdu.
günler haftaları,haftalar ayları kovaladı.
bırakın yağmuru,
yağmura işaret bulutlar dahi yoktu.
birkez daha umutları yıkıldı.
birkez daha kadere yenildiler.
her defasında vira bismillah dediler
ve işlerine koyuldular.
değişen birşey olmayacak.
umutlar tazelenecek,
kadere tekrar teslim olunacak;
o yağmur yağana dek.
adamlığın tanımına ilham veren insana...
çaldıranlı cengize
içindeki sıcaklık
var olduktan sonra
etkilemez seni kışın ayazlığı.
ayaz mı dedim?
kusuruma bakma ne olur.
eksi kırklar-altmışlar demem gerekirdi...
senin olduğun yerde
ilkbaharların yaşanıyor olması normal.
aman ha dostum:
etrafın beyaz kurtlarla çevrili.
ısıt onları da,merak etme
kaybetmezsin sıcaklığından...
Kış:Huzur ve Özgürlük
Soğuk havalarla aram iyidir.Gerçeği söylemek gerekirse kış mevsimini dört gözle bekliyorum.Nedendir bilmem ama karamsar,kapalı havalarda kendimi iyi hissediyorum.İşte bu,diyorum ve atıyorum kendimi dışarıya. Sebep belli;o hava ile kucaklaşmak,hasret gidermek iyi geliyor bana.Diğer aylardaki üşengeç halimden eser kalmıyor.Daha yaratıcı fikirlerle doluyorum.Bilmem,umutlarım yeniden yeşerir.Yaşama sevincim tavan yapar adeta. Hafta sonlarının gelmesini çok arzuluyorum bu aylarda.Hemen fotoğraf makinemi,kitabımı,not defterimi alır:şehrin görültüsünden uzaklaşır doğa ananın kucaklarına bırakırım kendimi... Kendimi tamamen ona teslim ederim.Yağmur yağıyormuş,kar yağıyormuş,sismiş hiç umursamam. İnsan,kendini özgür hissetmek isteyeceği anları arzular.Bende galiba bu günlerde özgürlüğü tadıyorum. Sürekli gördüğüm manzaralar daha farklı daha olağanüstü görünür bana.Ve ellerim denklanşörden inmez. Olayları daha farklı yorumlarım,hiç aklıma gelmeyen kelimeler birden dökülüverir kağıda. Kalemimde nasibini alıyor haliyle;kanatlanır,yapraklar üzerinde özgürlüğünün tadını çıkarır.Yıl boyu ortalarda gözükmeyen ilham perileri cirit atar bu aylarda. Aslında kış ayı çok sert mizaçlıdır.Onu tanımayanların sayısı oldukça fazladır.Biz insanlar dış görünüşe göre hareket etmeyi severiz.Kışta bundan nasibini alır. Karanlık bastırınca ondan ayrılma vaktim gelmiştir artık.Olsun,her karanlığın bir aydınlığı var nasılsa! Hayatım en huzurlu gecelerini yaşarım.Uyku hiç bu kadar tatlı olmamıştır.Haliyle rüyalarda huzur esintileri yer alır. Huzur;hep aradığımız ama bulmakta zorlandığımız sihirli sözcük! Kış,huzur ve özgürlüktür benim için...
sorunların aşkı
yılın son şiiri ... artık senden yoksunum. yokluk hiç bu kadar iç yakıcı olmamıştı. sertleşen duygusuzluk döneminde sensizleşen kalbin çığlıkları! gidenin bıraktığı kalanın üstlendiği acıların yağışı, kalbe giden yolların tıkanıklığına en önemli sebep teşkil ederken; gelmesi pek yakın omayan senin ardından, yolların kapanması... bana reva görülen bu olmamalıydı. farkın fark edilmesi için giden sen olmamalıydın. bırakılması gereken duyguların son durağı ben olmamalıydım. 'sorunların' aşkı 'sorumsuzlukların' bedeline yenik düşmemeliydi!
ondan geriye kalan
kafada biriktirilen onca kelimenin,ağızdan çıkamamasıdır belki de aşk.
gözlerinde kaybolma korkusunun,onu görme isteğini hafifletmesi midir acaba?
karşısında lâl olan dilin hiyaneti mi yoksa,
onu bir daha görememe korkusu mudur beni konuşturmayan?